İnsan hayata, çevresini görmeyle başlar, yüzünün neye benzediğini  bile, aynanın icadından önce, sudaki yansımasının kendisi  olduğunu anlayana kadar bilemezdi. Kendi dışındaki dünya o kadar renkli ve heyecan doludur ki , biraz bu yüzden , birazda kendini tanımak için gereken bilgi (psikoloji, psikiyatri, biyoloji, antroploji vb.) ve tecrübenin olmamasından olsa gerek, en son kendisini tanır.

İnsanlar, heterotrof(kendi besinini sentezleyemeyen) canlılardan oldukları için, dışarıdan hazır besin almak zorundadır. Bu yüzden bitkiler iklim şartlarıyla mücadele etmek zorundayken , insanlar hem iklim şartlarıyla hem de besin elde etmek için mücadele eder. Bu mücadele o kadar amansızdır ki, rakip canlılara karşı  sağladığımız üstünlüğe rağmen günümüzde bile , bir ömür sürer. Tabi son çağlarda bu mücadele bir kısım insanlar için hayatta kalma mücadelesiyken bir kısım için daha iyi yaşama mücadelesi olsada,  bu herkesin mücadele etmek zorunda kaldığı gerçeğini değiştirmez. Hayat koşturmasında zamanı bol (!) filozoflar dışında , pek kimse zaman ayırmaz kendisini tanımak için, zaten tanıdığını düşünür.

Hiç tanımadığımız bir insan bize itici gelelebilir ve “soğuk, ukala, şımarık, güvenilmez” gibi ön yargılarda bulunabiliriz. Neden itici geldiği ile pek ilgilenmeyiz. Yine tanımadığımız bir insan bize çekici gelebilir ve “sempatik, bilgili, ciddi, güvenilir” gibi ön yargılarda bulunabiliriz. Neden çekici geldiği ile pek ilgilenmeyiz. Karşı cinsiyetle  ilişkide ise “elektrik aldım, alamadım” sözleriyle kendimizi ifade ederiz.

Tüm bunların altında yatan sebep ise insanın kendisinde olmayanı istemesidir. Kendi besin üretemediği için besin ister, tek başına çocuk yapamadığı için karşı cinsi ister , kendisinde olmayan özellikleri karşısındakinden bekler. insan kendisine benzeyen insanları itici , benzemeyenleri  ise çekici bulur. Yani insan kendi özelliklerini bilip hoşuna gitmeyen yönlerini törpüleyebilirse (bunun için duygu, düşünce ve davranışlarındaki hataları bulup, düzeltmesi gerekir), karşısında kendisine benzeyen de aynı şeyleri yaparsa, anlaşmaları çok daha kolay olur, karşıdaki kendisini değiştirmese bile kendisi ile barışan karşısındakine daha anlayışlı davranabilir, böylece kendisi ile barışan, dünya ile barışmış olur bir anlamda.

Engin S. 5.2.2022 Darıca