Hedonik adaptasyon, olumlu yahut olumsuz olaylar karşısında tepki olarak yükselen ya da azalan mutluluk düzeyinin yeniden bu olaylardan önceki hâline (denge noktasına) dönmesi eğilimidir. Bu terimi "Brickman & Campbell" bulmuştur.

Hedonik adaptasyona sebep olan, vücudumuzdaki bazı kimyasalların çalışma şeklidir. Şöyle ki ; mutluluğumuzla ilgili olduğu öne sürülen, dört kimyasal (dopamin, oksitosin, seratonin ve endorfin) ile bizi risklerden koruyacak tepkiler vermemiz için uyaran "kortizol" (az salgılandığında stres, çok salgılandığında korku hissi verir), dönüşümlü olarak devreye girer, hiç biri sürekli salgılanmaz, eğer bunlardan biri  bile sürekli salgılansaydı, bugün hayatta olamazdık.

Düşünün ki, sürekli kortizol salgılanıyor ve biz sürekli tetikteyiz, bu hiçbir zaman yem olmayacağımız anlamına gelmez, evet bazı tehlikelerle başa çıkabiliriz ama bazılarıyla yinede çıkamayız, ve bir kurt sürüsü bizi yiyebilir. Şansımız yaver gitse hiçbir tehlikeyle karşılaşmasak bile sürekli tehdit algımız açık, aşırı  stres içinde yaşadığımız için otoümmin bir hastalık tan(bağışıklık sistemimizin kendi hücrelerini bile tehdit sanıp saldırması) veya iştahımız kapandığı için açlıktan veya iştahımız aşırı arttığı için obezite şeker, veya kalp kaynaklı hastalıklardan neslimiz tükenmiş olabilirdi. Zira stres bazılarında iştah açarken, bazılarımızda iştah kapatır.

Düşünün ki , mutluluk kimyasalları sürekli salgılanıyor ve biz mutluluk aleminde hiçbir tehlike yokmuş gibi yaşıyoruz, acaba aç bir aslanın, timsahın, kurdun, yılanın, akrebin bize sessizce yaklaştığını fark edebilecekmiyiz? Tüm algılarımız tetikte olmadığı için, yem olmamız kaçınılmaz , özellikle yüzbinlerce yıl önceki atalarımızın döneminde. Muhtemelen onlar, mutlu mesut yem olurlardı ve neslimiz tükenmiş olurdu . İşte yaşamın gerçeklerine uyabilenler kaldı, uyamayanlar yok oldu, bizler de uyabilenlerdeniz yani sürekli mutluluk kimyasalları salgılayan yaşam formları  belki vardı ama yok oldular, bizim gibi kısa süreli mutluluk kimyasalları salgılayan yaşam formları ise hayatta kaldı, mutluluk sarhoşluğundan kısa sürede çıkıp, etraftaki tehditlere algımızı açtığımız için.

İşte bu yüzden sürekli mutlu olamayız ama, mutlu dönemlerimizi artırıp mutsuz dönemlerimizi azaltabilir ve ortalama mutluluğumuzu, denge noktamızı yukarıya çekebiliriz.

.

 

Engin S. Darıca, 2024